(Haberin orijinali 10 Haziran 2011 tarihinde yayınlanmıştır)
Pazar günü Makedonya’nın başkenti Üsküp’te 22
yaşındaki Martin Neşkovski’nin özel polis birimi “Kaplanlar” tarafından
dövülerek öldürülmesine tepkiler giderek büyüyor. Üsküp’teki göstericiler polisin
genel olarak şiddet yanlısı tutumunun sona ermesini talep ediyorlar.
Pazar günü seçim
sonrasında Makedonija Meydanı’nda VMRO-DPMNE’nin (İç Makedonya Devrimci Örgütü – Makedonya Ulusal
Birliği Demokratik Partisi / Vnatrešna makedonska revolucionerna
organizacija – Demokratska partija za makedonsko nacionalno edinstvo) zafer kutlamaları devam ederken, henüz bilinmeyen
bir nedenle polisle Martin Neşkovski arasında tartışma çıktığı, Neşkovski’nin
kaçmaya çalışırken polisler tarafından yakalandığı ve öldüresiye dövüldüğü
bildiriliyor. Beyin kanamasından hayatını kaybeden Neşkovski’nin cenazesi iki
gün sonra Üsküp Nerezi Mezarlığı’nda toprağa verilirken ailesi ve arkadaşları
cenazenin geç verilmesine tepkiliydi. Neşkovski’nin ailesi geçen süre içinde
polisin adli tıp incelemsinden önce bazı kanıtları yok etmeye çalıştığını öne
sürüyor.
Neşkovski
cinayeti Makedonya’da polisin sık sık orantısız güç kullanmasının
sorgulanmasına neden oluyor. Pazartesi
gününden bu yana sosyal paylaşım sitelerinde örgütlenen Makedonya gençliği
Neşkovski cinayetini ve polisi protesto eden gösteriler düzenliyor.
Neşkovski’nin ölümünden sonra polisin ve İçişleri Bakanlığı’nın olaya kayıtsız
kalması protestocuları daha da öfkelendiyor.
Protestoların
artması üzerine bir açıklama yapmak zorunda kalan İçişleri Bakanlığı’nın
cinayetten sorumlu tutulan polis hakkında soruşturma açıldığını açıklaması da
öfkeyi dindirmiyor. Makedonyalılar polisin şiddet eğiliminin değerlendirilmesi
gerektiğini ve bu konuda yeni düzenlemeler yapılması gerekliliğini işaret
ediyor.
“Kaplanlar” özel
biriminin eski şefi Stojantse Angelov cinayeti işleyen memur Spasov’un 2001
yılında Makedonya’da yaşanan iç savaştan bu yana “Post Travmatik Stres
Bozukluğu” yaşadığını belirtti. Makedonyalı protestocular sadece “Kaplanlar”ın
değil, sokak suçlarıyla mücadele timi “Alfa”nın da korku ve terör estirdiğinin
altını çizerek, durumu sadece bir polis memurunun yaşadığı psikolojik
rahatsızlığa değil, genel olarak güvenlik güçlerinin adli denetimsizlikten uzak
olmasına bağlıyorlar.
Öte yandan
iktidardaki VMRO-DPMNE partisinin de Neşkovski ailesine baskı yaptığı
belirtiliyor. Neşkovski ailesi parti yöneticilerinin bu konuda konuşmaması için
kendisini “uyardığını” açıkladı. Aşırı milliyetçi siyasi duruşuyla bilinen
VMRO-DPMNE geçtiğimiz Pazar günü yapılan seçimlerde en yüksek oyu aldı.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder