(For selected articles translated in English language, click here)


"Yugoslavya yazıları" nedir? Buraya tıklayınız.



24 Aralık 2015 Perşembe

BOSNA SOLUNDAKİ “TROL”LER

(Yazının orijinali 28 Ocak 2012 tarihinde yayınlanmıştır)

İngilizce aslı “troll” olan balık avlama tekniği, “trawl” tekniği ile karıştırılır. “Trawl” bizde “trol” olarak bilinen deniz canlılarının yaşam alanına zarar veren bir balıkçılık tekniğidir. Daha çok Kuzey Avrupa denizlerinde kullanılan “troll” ise hareket halindeki bir kayıktan atılan oltayla yapılan balıkçılık tekniğidir. Hareket halindeki yem karşısında iştahı kabaran balık yeme atlar ve kendini oltanın ucunda buluverir. Sosyal medyada kullanılan “trol” teriminin kaynağı, söz konusu balıkçılık tekniği olsa da, zamanla İskandinav halk kültüründeki mitolojik yaratıklara verilen isimle özdeşleştirilmeye başlamıştır. Troller, halk hikayelerinde çirkin, yıkıcı, vandal karakterlerdir.

Sosyal medyadaki troller de açıkçası sosyal medyanın istirmarcıları olarak bilinirler. Oraya buraya sataşırlar, mesnetsiz iddialarıyla ortalığı pisletirler, ona buna iftira atarlar. İftiraya uğrayanlar kendilerini aklasa da, iddialar çürütülse de troller artık orada değildirler. Başka yerleri karıştırmaya gitmişlerdir çoktan.

SoL okuyucalarının daha kolay tanımlayabilmesi için şöyle diyelim: Özellikle bazı forumlarda ve sitelerde TKP’nin ulusalcı, milliyetçi, şovenist olduğu iddiasını ortaya atıp ortalığı karıştırdıktan sonra “tüyenler”le hemen hemen bütün SoL okuyucuları karşılaşmıştır. Bu iddiaları binlerce kez çürütseniz de, sürekli atılan bu “çamur”a bulaşmadan sosyal medyada gezinmek biraz zordur. TKP’ye sürekli çamur atmak “trolkist”lerin en baş görevlerindendir.

Trol kavramı son 15-20 yılın kavramı olsa da, marksistler daha uzun süredir benzer bir siyasi tarzla uğraşmaktan yılmışlardır. Yugoslavya’nın parçalanışını, SSCB’nin çözülüşünü alkışlayan, Arap Baharı’nı “Devrim üzerine devrim oluyor” diye selamlayan, referandumda “yetmez ama evet” diyen, saçma sapan hezeyanlarını ve siyasî açılımlarını onlarca, binlerce kez çürütsek de, aynı sosyal medyadaki troller gibi ortalıktan birden bire kaybolan bu tarzı hepimiz biliyoruz.

Bu tarzın muhatapları Bosna solunda da vücut buluyor. “Trolkizm”in Bosna temsilciliğini ise JOSD “kapmış” görünüyor. 2010 senesinde Saraybosna merkezli bir grup marksist gencin kurduğu JOSD (Jedinstvena Organizacja za Socializam i Demokratiju) ile ilgili haberlere kimi zaman SoL Portal’da yer vermiş, ara ara Yugoslavya Yazıları’nda değinmişitk. Genç ve küçük bir örgüt olarak ortaya çıkan JOSD, Tito kültünün hala etkili olduğu ve sınıf hareketinin önünü tıkadığı Bosna Solu’ndaki silkelenme için önemli bir yere sahipti. SKBiH’in de (Savez Komunista Bosne i Hercegovine – Bosna Hersek Komünistler Birliği) destek verdiği JOSD, zaman içinde siyasi ciddiyeti “trolkizm”e tercih ettiğini gösterdi.

 “Arap Baharı”nı selamlayan, malûm siyasî duruş çerçevesinde acele ile bu hareketleri “Devrim” olarak tanımlamakta gecikmeyen, dahası Libya’daki olaylarda devrimci cevheri görüp, “Libya Devrimi”nin de arkasında duran ve bu malûm çizginin adeti olduğu üzere bu konuda en ufak bir özeleştiri vermekten imtinâ eden JOSD, Bosna’da düzenlediği veya düzenleyemediği ilginç eylemlerle SoL Portal’da daha önce de haber olmuştu.


Aslında siyasi ciddiyetsizlik geçtiğimiz Bir Mayıs’ta kendini göstermişti. İşsizliğin yüzde 40 olduğu Bosna-Hersek başkentinde Bir Mayıs anması yapılmadı! Wall Street eylemi yapan, Facebook üzerinden eylem örgütlemeye kalkışan JOSD Bir Mayıs’ı Saraybosna’da anmadı. Facebook veya benzeri sosyal medya temelli sansasyonel eylemlerin peşinde koşan JOSD bu anlamda sınıf siyasetinde nerede durduğunu göstermiş oluyordu. Tek eksikleri, Bosna Solu’nda birilerini “stalinist, otoriter, vs.” olarak suçlamalaktı ve Aralık ayında bu boşluğu da doldurdular.

Kuruluş bildirgesindeki altı maddeden birini “Stalinizm ve Maoizm”le mücadeleye adayan JOSD, rüştünü ispatlayabilmek için en büyük fırsatı SKBiH’in Kore Demokratik Halk Cumhuriyeti önderinin vefatından sonra KDHC elçiliğine başsağlığı telgrafı göndermesiyle buldu. Telgraf metninin SKBiH sitesinde yayınlanır yayınlanmaz telgrafa ve SKBiH’in konuyla ilgili yaptığı basın açıklamasına tepki göstermekte gecikmedi. Kim Jong-II’in işçi sınıfının düşmanı olduğunu iddia eden JOSD, SK BiH’in basın açıklamasını “skandal” olarak niteledi. SK BiH ise basın açıklamasında KDHC liderinin her şeye rağmen emperyalizme karşı bir savaş verdiğini, SK BiH’in KDHC’ye desteğinin bu konjonktürde “koşulsuz” olduğunu ifade etmişti.

Türkiye’de genellikle eski-solcuların bayraktarlığını yaptığı bu tarza Metin Çulhaoğlu bir yazısında şu şekilde değinmişti:

“Biraz anarşizme de bulaşmış liberter-Troçkist Marksizm”, eski kuşakların kristalize olduğu öbeklerden biridir.
Kediyim diye ortalıkta gezinmeye başlamasından bu yana bir tek fare bile tuttuğu görülmemiş bu öbek, her şeye karşın zaman zaman akıl karıştırabilmekte, kendini belirli bir çevreye dinletebilmektedir.
Yeni ve sağlıklı kadroların yetişmesi için, bu etki de kırılmalıdır.

Bosna Solu’nun Tito kültü ve YKB revizyonizminden ziyade bu öbekten de kendini uzak tutması gerekiyormuş...


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder