(Yazının orijinali 28 Ocak 2012 tarihinde yayınlanmıştır)
İngilizce aslı “troll”
olan balık avlama tekniği, “trawl” tekniği ile karıştırılır. “Trawl” bizde
“trol” olarak bilinen deniz canlılarının yaşam alanına zarar veren bir balıkçılık
tekniğidir. Daha çok Kuzey Avrupa denizlerinde kullanılan “troll” ise hareket
halindeki bir kayıktan atılan oltayla yapılan balıkçılık tekniğidir. Hareket
halindeki yem karşısında iştahı kabaran balık yeme atlar ve kendini oltanın
ucunda buluverir. Sosyal medyada kullanılan “trol” teriminin kaynağı, söz
konusu balıkçılık tekniği olsa da, zamanla İskandinav halk kültüründeki
mitolojik yaratıklara verilen isimle özdeşleştirilmeye başlamıştır. Troller,
halk hikayelerinde çirkin, yıkıcı, vandal karakterlerdir.
Sosyal medyadaki troller
de açıkçası sosyal medyanın istirmarcıları olarak bilinirler. Oraya buraya
sataşırlar, mesnetsiz iddialarıyla ortalığı pisletirler, ona buna iftira
atarlar. İftiraya uğrayanlar kendilerini aklasa da, iddialar çürütülse de
troller artık orada değildirler. Başka yerleri karıştırmaya gitmişlerdir
çoktan.
SoL okuyucalarının daha
kolay tanımlayabilmesi için şöyle diyelim: Özellikle bazı forumlarda ve
sitelerde TKP’nin ulusalcı, milliyetçi, şovenist olduğu iddiasını ortaya atıp
ortalığı karıştırdıktan sonra “tüyenler”le hemen hemen bütün SoL okuyucuları
karşılaşmıştır. Bu iddiaları binlerce kez çürütseniz de, sürekli atılan bu
“çamur”a bulaşmadan sosyal medyada gezinmek biraz zordur. TKP’ye sürekli çamur
atmak “trolkist”lerin en baş görevlerindendir.
Trol kavramı son 15-20
yılın kavramı olsa da, marksistler daha uzun süredir benzer bir siyasi tarzla
uğraşmaktan yılmışlardır. Yugoslavya’nın parçalanışını, SSCB’nin çözülüşünü
alkışlayan, Arap Baharı’nı “Devrim üzerine devrim oluyor” diye selamlayan,
referandumda “yetmez ama evet” diyen, saçma sapan hezeyanlarını ve siyasî
açılımlarını onlarca, binlerce kez çürütsek de, aynı sosyal medyadaki troller
gibi ortalıktan birden bire kaybolan bu tarzı hepimiz biliyoruz.
Bu tarzın muhatapları
Bosna solunda da vücut buluyor. “Trolkizm”in Bosna temsilciliğini ise JOSD
“kapmış” görünüyor. 2010 senesinde Saraybosna merkezli bir grup marksist gencin
kurduğu JOSD (Jedinstvena Organizacja za Socializam i Demokratiju) ile ilgili
haberlere kimi zaman SoL Portal’da yer vermiş, ara ara Yugoslavya Yazıları’nda
değinmişitk. Genç ve küçük bir örgüt olarak ortaya çıkan JOSD, Tito kültünün
hala etkili olduğu ve sınıf hareketinin önünü tıkadığı Bosna Solu’ndaki
silkelenme için önemli bir yere sahipti. SKBiH’in de (Savez Komunista Bosne i
Hercegovine – Bosna Hersek Komünistler Birliği) destek verdiği JOSD, zaman
içinde siyasi ciddiyeti “trolkizm”e tercih ettiğini gösterdi.
“Arap Baharı”nı selamlayan, malûm siyasî duruş
çerçevesinde acele ile bu hareketleri “Devrim” olarak tanımlamakta gecikmeyen,
dahası Libya’daki olaylarda devrimci cevheri görüp, “Libya Devrimi”nin de
arkasında duran ve bu malûm çizginin adeti olduğu üzere bu konuda en ufak bir
özeleştiri vermekten imtinâ eden JOSD, Bosna’da düzenlediği veya
düzenleyemediği ilginç eylemlerle SoL Portal’da daha önce de haber olmuştu.
Aslında siyasi ciddiyetsizlik geçtiğimiz
Bir Mayıs’ta kendini göstermişti. İşsizliğin yüzde 40 olduğu Bosna-Hersek
başkentinde Bir Mayıs anması yapılmadı! Wall Street eylemi yapan, Facebook
üzerinden eylem örgütlemeye kalkışan JOSD Bir Mayıs’ı Saraybosna’da anmadı.
Facebook veya benzeri sosyal medya temelli sansasyonel eylemlerin peşinde koşan
JOSD bu anlamda sınıf siyasetinde nerede durduğunu göstermiş oluyordu. Tek
eksikleri, Bosna Solu’nda birilerini “stalinist, otoriter, vs.” olarak suçlamalaktı
ve Aralık ayında bu boşluğu da doldurdular.
Kuruluş bildirgesindeki altı maddeden birini “Stalinizm ve Maoizm”le
mücadeleye adayan JOSD, rüştünü ispatlayabilmek için en büyük fırsatı SKBiH’in
Kore Demokratik Halk Cumhuriyeti önderinin vefatından sonra KDHC elçiliğine
başsağlığı telgrafı göndermesiyle buldu. Telgraf metninin SKBiH sitesinde
yayınlanır yayınlanmaz telgrafa ve SKBiH’in konuyla ilgili yaptığı basın
açıklamasına tepki göstermekte gecikmedi. Kim Jong-II’in işçi sınıfının düşmanı
olduğunu iddia eden JOSD, SK BiH’in basın açıklamasını “skandal” olarak
niteledi. SK BiH ise basın açıklamasında KDHC liderinin her şeye rağmen emperyalizme karşı
bir savaş verdiğini, SK BiH’in KDHC’ye desteğinin bu konjonktürde “koşulsuz”
olduğunu ifade etmişti.
Türkiye’de genellikle
eski-solcuların bayraktarlığını yaptığı bu tarza Metin Çulhaoğlu bir yazısında şu şekilde değinmişti:
“Biraz anarşizme de bulaşmış
liberter-Troçkist Marksizm”, eski kuşakların kristalize olduğu öbeklerden
biridir.
Kediyim diye ortalıkta gezinmeye
başlamasından bu yana bir tek fare bile tuttuğu görülmemiş bu öbek, her şeye
karşın zaman zaman akıl karıştırabilmekte, kendini belirli bir çevreye
dinletebilmektedir.
Yeni ve sağlıklı kadroların
yetişmesi için, bu etki de kırılmalıdır.
Bosna Solu’nun Tito kültü
ve YKB revizyonizminden ziyade bu öbekten de kendini uzak tutması
gerekiyormuş...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder