(For selected articles translated in English language, click here)


"Yugoslavya yazıları" nedir? Buraya tıklayınız.



24 Aralık 2015 Perşembe

BOSNALI SİYASETÇİLERİ TÜRKİYE’YE ÇAĞIRIYORUZ

Yazının orijinali 29 Eylül 2012 tarihinde yayınlanmıştır)


Türk sağının Bosna-Hersek’e karşı farklı bir ilgisi vardır. Bu ilgi çoğu zaman bilgiden yoksun bir ilgidir. Avrupa’nın ortasında Müslüman bir toplum, birçok romantik muhafazakâr için ayrı bir anlama sahiptir. Fakat örneğin bu Müslüman ülkenin vatandaşlarının Hırvatistan ya da Sırbistan’a neden Eurovision’da oy verdiklerini anlamazlar. Bosna’nın sadece yarısının Bosnalı Müslüman olduğunu, Müslümanlığın da dinî pratikten çok, ulusal bir kimlik olarak sahiplenildiğini de bilmezler.

Muhafazakârlarımız sıklıkla Bosna’ya gider ve tüm Bosna’yı sadece camilerin, Osmanlı yapılarının yer aldığı Başçarşı ile sınırlı zannederler, Travnik ve Mostar gibi bir iki tarihi mekânı daha görüp Müslüman Bosna’nın tamamını gördüklerinden ibaret zannederler. Sosyalist Yugoslav yönetiminin, Osmanlı eserlerini Türkiye Cumhuriyeti’nden daha iyi korumuş olması bir yana, bu tarihî dokunun “tarihî” değil de, güncel olduğu konusunda da peşin hükümleri vardır.

Televizyon ekranlarına yansıyanlar da farklı değildir. Bosna’yla ilgilenen, fakat Bosna hakkında bilgilenmeyen belgesel yapımcıları da Bosna’nın bu yönünü görür sadece. Zaten Bosnalı muhafazakâr siyasetçilerin de tercihi bu yöndedir. İster Bosnalı Sırp olsun, isterse Bosnalı Hırvat ya da Bosnalı Müslüman (ya da Boşnak), siyasetçiler Bosna’yı dinî grupların bir bütünü olarak görmeye ve göstermeye gayret ederler. Bu konuda hem kendi medyalarının ve siyasetçilerinin, hem komşu ülke medyaları ve siyasetçilerinin çok başarılı bir manipülasyonuna şahit olmaktayız. Bu manipülasyon sayesinde Bosnalı vatandaşlar, etnik aidiyetlerine paralel olarak üç milliyetçi-muhafazakar partiden birini seçmek durumundadır.

Savaştan bu yana bu oyun böyle devam eder. Bu sayede her üç etnik grubu da kendi milliyetçi-muhafazakâr politikacıları temsil eder. Sadece geçen seçimde bu oyun bozuldu. Oyunu bozan da Bosnalı Müslümanlar. Kendi siyasetçilerinden bıkan Bosnalı Müslümanlar (Boşnaklar), çareyi sosyal demokrat partinin Bosnalı Hırvat adayı Zeljko Komşiç’e vermekte buldular. Aliya İzzetbegoviç’in oğlu Bakir İzzetbegoviç, üçlü başkanlık sisteminde yine Boşnakları temsil ediyor fakat bütün Boşnakları değil. Bir çok Boşnağı artık bir Bosnalı Hırvat ama %100 Bosnalı bir siyasetçi temsil ediyor. Bu duruma milliyetçi Hırvatlar da kızgın. Boşnak oyları yüzünden kendi milliyetçi adaylarını gönderemediler cumhurbaşkanlığı konseyine.

Boşnak oyların bile tamamını alamayan Boşnak siyasetçilerin ise en büyük doğal müttefikleri Türkiye. İsrail’e “one minute” postası koyan, Muhteşem Yüzyıl, Kurtlar Vadisi gibi dizilerle gurur okşayan yeni bölgesel güç Türkiye’nin Bosnalı muhafazakârlara siyasî desteği değer biçilemez. Bu destek karşılıksız değildir.

Boşnak siyasetçilerin de Türkiye’deki kardeşlerine verdiği destek yadsınamaz. Halkın 1992-95 savaşından dolayı sahip olduğu duygusal yakınlık, sonuna kadar sömürülür, oya dönüştürülür.

Bu desteğin son yansımasını Recep Tayyip Erdoğan’ın son Bosna ziyaretinde gördük. Ana akım medyanın tüm manüpülasyonuna rağmen, gerçeğin gün geçtikçe daha da açığa çıktığı Suriye’deki militanları ülkenin başbakanına, “one minute” postası koyduktan sonra, dokuz vatandaşını katleden devleti korumak için kendi ülke topraklarına radar üssü kurulmasına izin veren, İran’a karşı askeri emperyalist kuşatmanın önemli bir piyonu olan, aynı anda hem Irak merkezî hükümetiyle hem de bölgesel Kürt yönetimiyle papaz olabilme başarısını gösteren, komşularının hemen hemen tamamıyla sorunu olan, dahası sınırı olmayan ilkelerle bile sorun yaşayan bir ülkenin başbakanına, her yanı alev topuna dönen bir ülkenin başbakanına son Bosna ziyaretinde İsa Bey İshakoviç Uluslar arası Barış ve İstikrar ödülü verildi.

Şaka gibi!

Fakat bu kadar şaka bile yeterli gelmedi. Türkiye başbakanı ödül töreninde resmi rakamlara işsizlik oranının %40 olduğu, genç nüfusun Batı Avrupa ülkelerine kapağı atmaya çalıştığı ülkeye “en az beş çocuk” tavsiyesinde bulunması şakanın da ötesinde bir şey.

Bu ödülü veren ve beş çocuk nasihatini alkışlayan Boşnak siyasetçilere tek bir önerimiz olabilir: Gelip siyaseti Türkiye’de yapsınlar. Şuursuz Boşnak siyasetçiler gibi onlarcasını bu ülke kaldırıyor. Daha fazlasını da kaldırır. Türkiye’nin şartları Bosna’dan daha iyi. Siyasetçilikle daha çok parayı kaldırabilirler, yakın çevrelerinden daha çok insanı gemicik, fabrikacık, iş-güç sahibi yapabilirler. Onların yokluğunda Belki bu sayede Bosna biraz nefes alır. Savaştan bu yana sağlayamadığı siyasî istikrarı yakalayabilir belki de.



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder